Monday, January 01, 2007

Tavsiyeler...


Ma'lumdur ki bu bayramın hatırası ve mazisi Peygamber efendimizin mübarek dedeleri olan Hz. İbrahim ve pak oğlu Hz. İsmail'e kadar uzanır. Salavatullahi ve selamuhu aleyhim ve ali küllin ecmain!

Hz. İbrahim, sahih ve ilahi bir rüyasında, çok sevgili oğulcuğu İsmail'i kurban etme işareti alınca, durumu göz yaşları içinde ona açıkladı, o eşsiz itaatker evlat de "Ey babacığım! Emrolunduğun işi yap, inşaallah beni sabır ve tahammül, itaat ve metanet gösteren bir kişi olarak göreceksin!" diye cevap verdi.

Böyle bir zilhicce ayının 10'uncu günü Hz. İbrahim, kurban etmek üzere oğlu İsmail'i Mekke'nin Mina semtine getirdi. Fakat bu esnada Cenab-ı Hak'tan vahiy olarak:
- Ey İbrahim! Sen rüyadaki emri uygulamakta sıdk u sadakatini gösterdin, imtihanı kazandın; oğlun da emsalsiz bir itaat ve teslimiyet gösterdi, her ikiniz de büyük sevap kazandınız, yüksek mertebelere erdiniz, şimdi size oğluna bedel olsun diye gönderdiğim şu azim koçu kurban eyleyin!" tarzında emr-i ilahi gelince Mina'da Cenab-ı Hakk'a koç ettiler.

Buna hatıraya binaen bizim dinimizde de, her beldedeki zengin müslümanlara, kadın, erkek, çocuk.. zilhicce ayının bu bayram günlerinde kurban kesmek vacip oldu.

Aynı şekilde, hicaz'a hacca gelebilmiş müslümanlardan "hacc-ı Temettü" veya "hacc-ı Kıran"a niyet edip, hem haccı, hem ümreyi beraberce eda edebilenlere de, bu muvaffakiyet ve mazhariyetlerine bir şükrane olarak kurban kesmek o günlerde vaciptir.

Allah müminleri böyle, zaman zaman, çeşitli şekil ve suretlerde daima imtihan eder. İbrahim aleyhi-s-selam, çok sevdiği değerli yavrusunu Cenab-ı Hakk'ın rızası yolunda feda ve kurban etmeye, nasıl, aşk ü şevk ile tereddütsüz teşebbüs edebilmiş ise, Yüce Rabbimiz tüm müminlere de, kendi imtihanlarını öylece kazanmayı; Allah'a öylesine bağlılık, O'nun rızasını kazanmak uğrunda öylesine maddi ve manevi fedakarlık şuuruna ermeyi nasib ve müyesser eylesin!

Bayram münasebetiyle, önemle belirtelim ki biz müminlerin ihtilaf ve tefrikasını, birbirlerine buğz u adavetini, haksız hırs ve rekabetini hiç doğru bulmuyoruz. Dini bayramlarımızın aile içi, akraba arası ve islami gruplar meyanında dargınlık ve kırgınlıkları kaldırmaya; birlik ve beraberliğe, muhabbet ve vahdete, böylece de kuvvet ve satvete vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan tüm samimiyetimizle niyaz ve temenni ederiz.

Gelin ey müslüman kardeşler! Sizler de nefsaniyet ve enaniyetlerinizi kurban ediniz; kibr ü ucbu, gurur ve kini, haset ve fesadı, gaflet ve cehaleti, inat ve dalaleti terk ediniz, Ahiret hesabından korkunuz, Allah'tan utanınız, mal ve canları hak yola feda ve nisar etmeye yöneliniz, rıza-yı Bari'yi kazanmaya, cennet ve cemalullaha ermeğe can atınız; afv ü safha sarılınız; dargınlık, kırgınlık, kızgınlık ve küslükten vaz geçiniz, ulema ve meşayihinize bağlılık, büyüklerinize hürmet ve izzet, küçüklerinize merhamet ve şefekat gösteriniz, Allah'ın habl-i metinine sımsıkı sarılınız, Kur'an-ı Kerimin emrettiği şekilde has ve hakiki ihvan, halis ve muhlis kardeş olunuz ki felah bulasınız, Dareyn'de saadet ve selamete ulaşasınız!

Prof. Dr. M. Es’ad Coşan (Rh.A.) Hocaefendi’nin Kadın ve Aile Dergisi’nin Haziran 1991 tarihli nüshasında yer alan başyazısından alinti...

2 comments:

  1. Anonymous3:14 PM

    assalamu alaaikum kardesim :)
    sayfanızı tesadüfen buldum.inanın o kadar mutlu oldum ki!ben buna tesadüf demiyorum.Rabbim bir şekilde insanın karsisina cikariyor.gönüllerimizin bir oldugunu simdi daha iyi anlıyorum.Su an rahmetli M.Esad Hoca Efendimizin anısına hazırlanmis bir videoyu izliyorum.İzlerken sizin sayfanizla karsilasmak inanın tesaduf degil.Gecmis de olsa bayraminizi kutluyorum.kalb-i duayla...

    ReplyDelete
  2. Anonymous3:20 PM

    sizi sayfamda görmek beni mutlu eder :)duayla

    ReplyDelete