Monday, March 19, 2007

18 Mart Çanakkale destanı…


Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya,
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar,
O rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Mehmet Akif Ersoy

Ecdadımızın en gencinden en yaşlısına kadar vatanı ve namusu için gözünü kırpmadan canını feda ettiği bir gün...

Dünyanın en donanımlı ordularına karşı imanın zafer kazandığı bir gün...

Vatan toprağını çiğnetmemek, Kur’an-ı ve al sancağı yere düşürmemek için 250 binden fazla şehit verdiğimiz bir gün...

18 Mart Çanakkale destanı…

Tarihe “Çanakkale geçilmez” ibaresinin altın harflerle yazıldığı Çanakkale destanının 92. yıldönümu.

Çanakkale bir destan...
Hem de kanla yazılan destan...

Milletimizin oluşturduğu Çanakkale harikasını inceleyenler, orada nice insanlık ve kahramanlık olayına şahit olurlar. Kalbi rikkate getiren, gözleri yaşartan, insanı duygulandıran pek çok olaya...

Mehmetçik Çanakkale'de yalnız düşmanla çarpışmadı. Nice yokluk ve sıkıntılarla da mücadele etti. Peki, bu kadar büyük fedakârlığın amacı neydi?

Mehmet Akif'in ifadesiyle, "Bir hilâl uğruna..." ülkeye düşman ayak basmasın, namuslar kirlenmesin, diye...Bu iman ve cesaret, "Bir haftada İstanbul'u alıp Türkiye'yi haritadan sileriz." diyen düşmanların emellerini boşa çıkarıyordu. Hem de düşmanın elindeki gelişmiş teknolojiye meydan okuyarak...

Çünkü onlar, şehitlik gibi büyük bir makama ulaşmayı en büyük meziyet ve Allah'ın en büyük lütfu kabul ediyorlardı: "Allah yolunda öldürülen (şehitler) kimseler hakkında "ölüler" demeyin, fakat siz (bunu) anlayamazsınız.” (Bakara: 154)
Merhaba arkadaslar, dun 18 Mart canakkale destaninin yazildigi gun... Dun Akra'da Irfan saati programinda Canakkale'de Turk kadinin nasil calistigi, canini evladini bu ugurda nasil feda ettigini isimleriyle yasanan olaylari anlatirken gozyaslarini tutmanin imkani yok. Dinlemenizi tavsiye ederim. Bastigimiz topraklarin ne kadar kiymetli oldugunu insan daha iyi farkediyor. Yazacak sey o kadar cok ama kelimeler yetersiz...
Tum sehidlerimizin ruhlarina Fatiha...

3 comments:

  1. Anonymous12:27 PM

    Esmacim cok duygulu tuyler urperten bir yazi..Paylastigin icin tesekkurler..
    Insallah bizim icin kanlarini doken ecdadimiza layik bir millet oluruz.Ayni iman bizlerde olsa Turkiye suan bu halde olmazdi heralde..

    ReplyDelete
  2. Anonymous3:07 PM

    ÇANAKKALE DESTANI
    Çanakkale tarihim, Çanakkale destanım.
    Şehidimin türküsü, toprağım, suyum, kanım.
    Şüheda nefesiyle dirilen gülüm, canım...

    Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
    Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

    Mehmetçiğin yüreği, düşman zırhını deldi.
    O, önünde durulmaz, bentleri aşan seldi.
    Seyyid Çavuş misali, imanıyla yüceldi.

    Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
    Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

    Kayıt düştü tarihler: On Sekiz Mart gününü.
    Mehmetçiğin mermiye, ölüme güldüğünü.
    Gördü bütün bir dünya, inanmanın gücünü.

    Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
    Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

    Çanakkale, ecdadın değerli hediyesi,
    Unutulmaz bir destan, şanlı bir zafer bestesi,
    “Çanakkale geçilmez!”: gerçeğin ifadesi.

    Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
    Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

    Ey bu cennet vatana kanıyla can verenler!
    Şehadet bahçesine bir gül gibi girenler!
    Size selâm ve dua, ölüp de ölmeyenler!

    Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
    Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
    Rıfkı KAYMAZ

    ReplyDelete
  3. Evet Seymacim, Insallah layik oluruz. Dedigin gibi bizde olsa simdiye ne isler basarirdik.

    Siir icinde tesekkurler. Kelimelerin anlatamadigini en iyi siir anlatir, gercekten oyle.

    ReplyDelete