Friday, October 23, 2015

Karınca kararınca...

Bazen yazılar değil resimler kendi başına çok şey anlatır. Benim için bu resimde onlardan biri...
Bir kalabalıkta insanları seyrederken hep karıncalar gelir aklıma. İnsanları o karmaşa da herkes bir yere bir işe giderken aynı karıncalar gibi görüyorum. Koca evrene kıyas ettiğimizde belki daha bile küçüğüz ama aslında bir o kadar da güçlüyüz. Dağların yüklemekten kaçındığı bir sorumluluğu yüklenmişiz sırtımıza...

Ve koca evrende karınca kadar yer kaplamazken Yaradan ne kadar sevmiş ki bizi ben hiçbir yere sığmam ancak beni seven kulumun gönlüne... Ne büyük bir iltifat... Ne büyük bir lütuf... Ne büyük bir kıymet bu bize verilen ki ne kadar idrak edip ne kadar kıymetini bilebiliyoruz...

Bir başka bu resmin hatırlattığı ise Süleyman peygamberin karınca ile olan ibretlik hikayesi...

Diğer bir hatırama gelen de hac yoluna çıkan karınca. Bu ayaklarla bu bedenle sen gidemezsin denilince gidemesem de yolunda ölürüm ya demiş o minik ve önemsemediğimiz karınca...



bebek bezi pastası

Canım kardeşimin doğacak bebeği için yaptığım bez pastayı fikir olması açısından paylaşıyorum. Üstteki benim yaptığım alttaki de internetten beğenip yüklediklerim. Pinterestte de çok fikir var ama ben bu şekilde yapmanızı tavsiye ederim. Hem daha kolay hem de kullanırken hemen bozulmuyor.
 
Etrafı kundak örtüsü ile sarılanlarda bezi almak için hemen pastayı veya yapılan şekli bozmak gerekiyor. Bunda ise zaten sıkışık şekilde dizilmiş bezlerden çekerek aldığı için hemen bozulmuyor.
 
Ortasına uzun bitmiş defter kabı rulosunu koli bandı ile tabana sabitleyerek başladım ben. Ama benim rulom baya uzundu. siz isterseniz bitmiş havlu peçete rulosu ile iki katlı bir pasta da yapabilirsiniz.
 
Bezlerin aralarına minik bebe şampuanı kremi yada badileri de katlayıp sıkıştırabilirsiniz. Bebek kız ise tokalarla da pastanızı süsleyebilirsiniz.
 
Afiyet olsun :)
 
 



dizayn fikirleri

Evlerimizi döşeme konusunda ne yazık ki çok ciddi hatalar yapabiliyoruz. ya gereksiz eşyalarla hem masraf hem işimiz artıyor. Hem de vaktimiz gidiyor.
 
Sevdigim fikir ve dizaynları da sizlere fikir olsun diye paylaşacağım buradan zaman zaman...
İşte ilk seçtiklerim...
 
 Patates soğanların hem bozulmaması hem ortalıkta olmaması için çok güzel düşünülmüş.
 Her sefer dolabı açmak yerine dolabın yanına monte edilmiş raflar hem şık hem kullanışlı.
 Peçetesiz kalmamak için :)

 Çok şirin :)

 Kahve ve neskafe tiryakileri için eskitme mobilya ile daha şık olabilir.
Benzerini yaptığım bir okuma köşesi.

Saturday, October 04, 2014

Yazdan bir kare, evimizin yeni üyesi...

Bir  seneyi aşkındır yazamamışım bloga. Bu bir senede o kadar çok şeyler yaşadım ve değişimler oldu ki hayatım da. Şimdi kaldığım yerden devam etme zamanı...
Hayat her şeye rağmen devam ediyor... Mücadeleye etmeye, imtihanlara sabra, sevdiklerimi mutlu etmeye, içinde bulunduğum nimetlere şükre, olduğum anın tadını çıkarmaya halen vaktimin olduğunu bilmek çok güzel...
Bu küçük topların arasındaki minik şekerleme var ya, işte o Rabbimin üçüncü büyük hediyesi...
İyi ki doğdun ve aramızdasın Ömer Taham... Yüzün hep gülsün ve şimdiki gibi etrafındakileri hep güldürsün inş... Neşe kaynağın benim...

Kuzularım ise abla ve abi oldular artık. Hem de okullu oldular. Onların büyüdüğünü görmek hem hüzünlendiriyor, hemde mutlu ediyor beni. Bugün alışverişten dönerken M.Arifin poşetleri taşırken ki hali o kadar tatlıydı ki. Oflaya puflaya şikayet etmeden taşıdı ilk defa :) S. Betül de sabah uyanan kardeşinin altını üstünü değişmiş kucaklamış getirmiş bana :) Zaten bir buçuk yaşında abla oldu, tecrübesiz sayılmaz ama gene de halen benim küçük kızım olarak kalmasını istiyorum herhalde...
Ne kadar zor gelse de büyüdüklerini kabul etmem ve bu güzel anların tadını çıkarmam lazım. Bir büyüğümüzün sözü ara ara çınlar kulağımda; İkinci bir şans verilmeyecek...


Bu iki güzel kare benim için yeni biten yaz mevsimini anlatmaya yeter şimdilik. Yeni başlayan okul dönemi ve başladığım kurstan öğrendiklerimi de ileri de paylaşacağım inş...

Bir yaz salatası ve etli pilav

 Bu deniz kabukları marketten değil, denizden kardeşlerim ve yavrularım tarafından emekle çıkarılmış, sonra annem tarafından kloraklı suda kaynatılarak temizlenmiş ve yazlık dekorunda yerini almış deniz kestaneleri.
 Bu leziz yaz salatasını da tavsiye ediyorum. Közlenmiş patlıcan,közlenmiş kırmızı biber, mor soğan, taze yeşil biber, maydanoz. Sosu ise sarımsak, zeytinyağı, limon,nar ekşisi ve tuz karışımını ekliyoruz.
Annemin buhara pilavı da tek başına yeterli bir yemek oluyor. Varsa kestane de eklerseniz daha güzel olur. bu tarifte eti ayrı yerde kavurarak pişiriyoruz. ayrı yerde pilavi pişiriyoruz ve pişmiş etin üzerine bastırıyoruz. Varsa kuş üzümü, kavrulmuş badem de ekliyoruz, sevdiğimiz baharatları da ekliyoruz. servis yapmadan önce yufka ekmeği serdiğimiz bakır sinimize ters çevirip sofranın ortasına getiriyoruz. Afiyet olsun...

yaz sofralarından hatıralar.

 Her zaman sofralardaki salatalar ve zeytinyağlılar favorilerim olmuştur. Yemesini de hazırlamasını da severim.

Misafirlerimiz için hazırladığımız bu güzel hafta sonu kahvaltı sofrası da paylamaya değer. Hem bir menü örneği olması açısından, hem de annemin leziz tariflerini paylaşmak için güzel bir fırsat :)

Semizotu salatası: mutlaka süzme yoğurtla karışık hazırlanmalı, üzerine kavrulmuş fıstıkla da hoş bir sunum oluyor.
 Börülce salatası: Haşlarken zaten çok az su ile haşladığımız börülceye biraz limon suyu ve zeytinyağı ilavesi ile haşladık. haşlanan börülceye zeytinyağı, sarımsak, limon ve tuz ile hazırladığımız sosu gezdiriyoruz. afiyetle yiyoruz.
 Klasik karışık kızartmamız, üzerine bol taze rende domatesi sarımsak ve zeytinyağı ile güzelce pişirip kızartmamızın üzerine döküyoruz. Eğer kızartmak istemiyorsanız, güzelce yağlayıp sebzelerinizi fırınlayın, ara ara karıştırın, o şekilde de çok güzel oluyor.
 Taze fasulye ise anlatılmaz yaşanır bence :) annemin meşhur taze fasulyesini yapmak için zeytinyağında önce bol soğanı fasulye ile birlikte kavuruyoruz yarım saate yakın, limon gibi olana dek. Tuzunu ve bir kaşık şeker ekleyip kavurmamız bitince doğradığımız 4-5 tane domatesi üzerine döküp, kapağını kapatıp altını kısıyoruz. 15-20 dakika sonra kapağını açık karıştırıyoruz. Ağzı kapalı kısık ateşte karıştırmadan hiç susuz pişiriyoruz. pişip pişmediğini arada kontrol edip, pişince altını kapıyoruz.




 Bu güzel patates salatası resimde iyi çıkmasa da çok güzel bir tarif. Daha önce de paylaşmıştım. Tarifi ayrıntılı yazmayacağım bu sefer. Malzemelerinize göre istediğinizi kullanabilirsiniz. benimkinde bir sıra haşlanıp sos ile karıştırılmış patates, kavrulmuş ve soslanmış havuç, rendelenip süzme yoğurt ve sarımsakla karıştırılmıs mor lahana, varsa ya da seviyorsanız taze soğan, dereotu süzme karışımı ile de üzerini kaplıyoruz. Turşu salatalık zeytin vs. ile süsleyebilirsiniz. Kelepçeli kalıba yaptığımız salatamızın bir güne yakın dolapta beklemesi lazım. Ya da en az 3-4 saat beklerse sosunu çekip katılaşır, daha iyi olur. Sosu ise zeytinyağı, limon,tuz ve sevdiğiniz baharatlar.


 Benim her zaman çok sevilen sucuklu poğacaların ise birçok tarifi var sitede. İçine farklı olarak sadece sucuk rendesi yerine, sucuk kaşar ve haşlanmış patates rendesini karıştırıyorum. Daha güzel oluyor.
Karadenizin meşhur kestane balı ise tazecik ekmeklerle kahvaltımızın vazgeçilmezlerinden :)

Herkese sevdikleriyle mutlu huzurlu sağlıklı bayramlar...!

Monday, May 06, 2013

Bir Tatli Bir Tuzlu

 Bu birer lokmalik leziz tuzlular yesilkivi sitesinden....  Yolculuk icin, misafir icin, piknik icin, agiza ativermelik, hafif baharatli begeneceginizi umdugum bir tarif...

  • 150 gr. tereyağ (daha az kullandım)
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 çay bardağı çörek otu
  • 1 yumurta (beyazı içine, sarısı üzerlerine)
  • 1 çay bardağından 1 parmak eksik şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı biber
  • 1 tatlı kaşığı mahlep
  • 1 paket kabartma tozu
  • aldığı kadar un (ben 4.5 su bardağı kullandım)
  • 2-3 yemek kaşığı sirke (tarifte yoktu, ben ekledim)

Tarif cok guzel yalniz bize sekeri cok geldi arkadaslar, yarim cay bardagi kesinlikle yeterli oluyor, hafif tatlimsi sevmiyorsaniz daha da azaltabilirsiniz, kirmizi biberi de hafif artirabilirsiniz, hafif acimsi sevenler icin.

Ikinci tarif de turunc kabugu receli.

Malzemeler:
20-25 tane turunc, 7-8 su br. seker, 7 su bardagi su, yarim cay kasigi limon tuzu( yarim fincandan daha az suda eritilmis), bir limon suyu.

Yikanmis turunclari rendenin en ince ucuyla hafif rendeleyip, uzerinin cok ince bir tabakasini aliyoruz. (rendenin hafif cikintili kismi iyi oluyor). Sonra iki parmaga yakin seritler seklinde kabugunu soyuyoruz. Cok kalinsa icinin beyaz tabakasini biraz aliyoruz. Ve bunlari rulo sarip igne ile ipe diziyoruz. Hepsini bir ipe dizmeye ugrasmayin :) birkac kolye hazirlayabilirsiniz, acilmasin diye birbirlerine degmesi lazim.

Genis bir kaba bolca su doldurup turunc kolyelerini icine koyuyoruz, suyun uzerine cikiyorsa bir iki bicak veya tabak koyulabilir, agirlik olsun, suyun icinde kalsinlar diye. Bu sekilde acisi cikana dek 3-5 gun kadar gunde 2-3 defa suyunu degistiriyoruz. Aci tadi gidince, yarim saatten biraz fazla  sure suda kaynatiyoruz. Sonra ayri tencerede seker ile suyumuzu serbet gibi kaynatiyoruz, onemli nokta kaynayana dek serbetimizi karistiriyoruz ki, sekerlenmesin, ve yarim cay kasigi tuz ekliyoruz, kaynayinca biraz kisikta kendi halinde koyulasmasi icin devam ediyoruz, daha sonra turunclarin ipinin ucunu kesip serbeti ilave ediyoruz, kisik ateste goz goz olana dek kaynatmaya devam ediyoruz, (bir saatten fazla), erimis limon tuzu ve limon suyunu ekleyip, hafif karistiriyoruz, 5 dakika sonra altini kapatiyoruz, sogumaya birakip, cam kavanozlara aliyoruz, afiyetle yiyoruz.

Eger sicak yerdeyseniz dolapta muhafaza etnekte fayda var, gunuste beklemedigi icin kuflenme olabilir, uzun mesakkatli bir yol gibi gorunsede zaman isteyen sonra da tadina doyacaginiz bir lezzet oluyor, afiyet olsun...


Wednesday, March 27, 2013

Emine Ablanin Sekerparesi :)

Nedense cok nadirdir serbetli tatli yaptigim. Bu lezzetli tatli da kahvalti davetinde yedigim lezzetini begendigim ve Emine ablamin izniyle sizlerle paylasmak istedigim bir tarif, sekerpare sevenler bir de bu sekilde deneyebilirler, asil tarif margarin ama ben margarin kullanacagima yapmam ve yemem daha iyi diye dusunuyorum. Ne de olsa bu beden bize emanet, sadece nefsi tatmin icin , yani yemek icin ne diye bile bile emanete hiyanet edip bedenime zarar vereyim, az olsun ama saglikli olsun!

malzemeler;

250 gr. tereyag
2 yumurta
2 yem. kasigi dolu hindistan cevizi
2 yem. kasigi dolusu irmik
1 cay br. pudra sekeri
vanilya, kabartma tozu
aldigi kadar un

guzelce yoguruyoruz, 15 dakika dinlendiriyoruz, yuvarlak sekil verip tepsiye diziyoruz, yumurta sarisi surup badem veya findigi ortasini hafif bastiriyoruz, onceden isitilmis firinda pisiriyoruz.

2,5 br. sekere 2,5 br. su koyup kanatiyoruz. Eger fazla serbetli sevmiyorsaniz, serbeti 2 bardak suya 2 br. seker yapabilirsiniz.

Sogumus serbeti sicak tatliya yavas yavas dokuyoruz.Afiyet seker olsun.

Saturday, December 29, 2012

Adim adim mayasiz acma borek

 Aslinda bu tarifi gecen sene koymam gerekiyordu. Gecen sene bir donem her hafta arkadaslari cagirip uzman kisiden tarif ogreniyorduk. Bu leziz el acmasi borekte hamur islerinin lezzetiyle burada un yapmis olan Ebru ablamin tarifi, sagolsun bize gelip gostermisti, hep birlikte yapip yemistik,

Hamur malzemeleri gayet basit, mayasiz, 4 br. un, tuz, kolay acilmasi icin 3-4 kasik yag, yumusakca hamur olana dek ilik su.
Malzemelerimizi guzelce yogurduktan sonra tepsimizie gore 5-6 beze yapiyoruz. Uzerini ortup kurumamasi icin, yarim saate yakin dinlendiriyoruz. Sonra hafif unlu tezgahta bezelerimizi aciyoruz, ne kadar ince o kadar leziz tabii ki :)
Actigimiz yufkalari 10-15 dakika bekletip cok hafif kurutursak, daha citir bir lezzet elde ediyormusuz, haberiniz olsun. Icine firca ile yagimizi suruyoruz, hazirladigimiz harcimizi yayip, rulo sariyoruz, tepsimizin ortasindan basliyoruz dolamaya.

Ama isterseniz actiginiz yufkayi dorde bolup her birini ayri rulo yapip, gul seklinde kucuk kucuk dolayipta tek porsiyonluk boreklerde yapabilirsiniz.
Ebru abla kendi formulune gore bu sekilde biraz firinliyor, ust harcinin hamuru yumusatmamasi icin. 5-10dk. sonra firindan alip yumurta sarisi yogurt yag karisimli ust harcini boreklerin uzerine yayip pisene dek tekrar firinliliyoruz, sonra cay ya da ayran esliginde ilik ilik afiyetle yiyoruz, tekrar ellerine saglik Ebru abla!
Karanlik oldugu icin resimler guzel cikmadi ama gene de paylasmaya deger, biz bir kismini ispanakli peynirli, bir kismini da patatesli yaptik, hepsi de cok guzeldi. Siz istediginiz ic harcinizla yapabilirsiniz.




Wednesday, December 19, 2012

Gercek Musluman...

Sizlerle cok begendigim bir alintiyi paylasmak istiyorum, kaynagini bilmedigim icin veremiyorum, yoruma hacet yok, okumak yeter....
time
S.
Küçükken babam beni bisikletinin önüne oturtur dükkanına götürürdü.
Bir pedal çevirirken “La ilahe illallah” diğer pedalı çevirirken de “Muhammedürrasulullah” derdi.
Tahta sandıklara malları bir bir koyarken kelime-i şahadet getirir,
çekiçle çivileri çakarken de, her birinde “Allah” derdi.
Eve dönünce bakla, bezelye ya da barbunya ayıklanacaksa başına geçer her bir barbunya açışında bir ihlas okurdu.
Sıra zeytin çizme işine gelince de tüm kardeşler oturur her zeytine bir tevhit mırıldanırdık.
Görenler “Yine zeytin ayini başlamış.” derlerdi.
Kutlu bir zikir halkası içinde kilolarca yeşil zeytini nasıl bitirdiğimizi anlayamazdık.
Dahası var. Babam her sabah olgunlaşan zeytinlerden 36 tane yer;
33 tanesinin çekirdeğiyle tabağına tesbih şekli yapar, diğer 3 taneyi de imame olarak şeklin başına yerleştirirdi.
Ve her daim şöyle derdi:
“Müslüman tükürürse sel değirmeni, üfürürse yel değirmeni döndürmeli.
Bir saniyesi dahi boşa gitmemeli, hayatında hiç vakit israfı yapmamalı…”

Friday, December 14, 2012

Pirasali Dizmana coregi

 Denedigim ve begendigim bir hamurisi ile buradayim tekrardan, sekil itibari ile dikkatimi cekince denedim, zaten pirasa patlican gibi icle yapilmis hamur islerini sevdigim icin, evdede pirasa olunca misafire goturmek icin tarife de ihtiyac olunca yapildi, tarifi cahidejibekin sitesinden aldim, asil tarif sade yani icsiz yapiliyor, ben pirasali yaptim, icim bitince kalanida peynirli yaptim, yumos yumos oldular,kolay ulasim icin buraya da yaziyorum, afiyet olsun.

Hamurun malzemeleri:
  • 2 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı ılık su
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 yumurta
  • 1 yemek kaşığı instant kuru hamur mayası
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • Aldığı kadar un
Sos malzemesi ise 1/4 çay bardağı sıvıyağ,1 yumurta,4 yemek kaşığı yoğurdu guzelce karistiriyoruz.

 Klasik bildigimiz sekilde tum malzemelerle hamurumuzu hazirliyoruz, yarim saat kadar mayalandiriyoruz, dikdortgen actigimiz hamura harc yayip rulo sariyoruz, 2-3 cm kadar uzunlukta dilimleyip sekildeki gibi dik olarak tepsimize diziyoruz, uzerinin sosunu dokup tekrar mayalandirdiktan sonra 280C de uzeri kizarana dek pisiriyoruz, afiyetli ilikken cay yada sut esliginde yiyoruz.

Pismisleri misafirlige gidince resmi cekilemedi ne yazik ki arkadaslar, pismemis hali ile idare ediniz lutfen :)